8 Ağustos 2012 Çarşamba

İstisna 2

        K-pop pek dinlemediğimi önceki yazımda söylemiştim. Rock gruplarından, eski gruplardan ya da bazı şarkıcılardan şarkılarını, müziğini ya da sesini beğendiklerim var(Bir cn blue'nin şarkılarını severim mesela; Birçok dizinin ostlarına hayranım) ama güncel grupları(t-ara,bigbang,snsd,jyj,...vs) pek sevmiyordum. Ama bir istisna daha çıktı:) Bu gidişle istisnalar kaideyi bozup yakında ben de k-pop delisi çıkarsam şaşmayacağım:) Miss A diye bir grubun Goodbye Baby şarkısını da başarılı bulduğumu söylemeliyim. Sesleri çok güzel, 4'ü arasındaki ses uyumu hoş. Bazı kore gruplarının ses tonları, tarzları beni bayağı rahatsız ettiği, bazıları da çocuk şarkısı gibi olduğu için sevmiyordum. Ama bu grupta pek hissetmedim bunu. K-pop severler kesin bilirler ama ben bilmeyenler için paylaşayım yine de;)




T-Ara&Davichi=Muhteşem Düet

        Neden bahsediyorum dersiniz? T-ara ile Davichi düet yapıp We Were İn Love diye bir şarkı söylemişler. Sonuç mu? Süper olmuş:) Aslında T-ara ya da Davichi dinleyen bir insan değilim. Daha doğrusu K-Pop pek dinlemem ama bu şarkıya bayıldım. Hatta ben işi biraz abarttım:) Karaokesini açıp kendim söyledim:) Bu arada videoda 0.22snde gelen kızın sesi çok hoş. Türkçe sözleriyle paylaşayım da kulaklarınızın pası silinsin. Bakalım siz de beğenecek misiniz? Yorumlarınızı bekliyorum...:)



Ah O Eski Çizgi Filmler 1

         
        Yeni bir güne merhabaa:) Dünden esinlenerek bugünün konusunu da belirlemiş bulunmaktayım. Bugün eski çizgi filmlerden bahsetmek istiyorum. Dün Şeker Kız Candy ile Tsubasa'nın açılış müziğini koymuştum. Bugün de onlara birkaç yenisini daha ekleyeceğim aklıma gelenlerden:
        Yaba daba duuuuu diyerek ilk önce The Flinstones yani Taş Devri ile başlayayım.
Bu çizgi filmin sadece bizim dönemimizde olduğunu söylemek yanlış olur aslında. Birçoğu bilmiyordur ama bu çizgi film 1960'lardan beri var:) Belki 2  hatta 3 kuşağı büyütmüştür bu çizgi film. Karakterlerin hepsini bir resimde verip jenerik müziğini dev vereceğim:


        Aaah ahh bu Çakmaktaşlar ile Moloztaş'ların hayat hikayelerini izlemek nasıl hoşumuza giderdi:)
Hatta kardeşimle bu karakterleri paylaşırdık: Ben Fred olurdum o da Barney:) Çocukluk işte:)))

        Çizgi filmin açılış müziğini veriyorum:


        Bu daaa kapanış müziği:


        Bu çizgi filmin müziğini rock'a da çevirmişler. Bunu da rockseverler için paylaşıyorum:



        Bu çizgi filmin filmi de yapıldı onu da izlemiştim ama hatırlayamıyorum şu an. Ben de çizgi filmi gibi yer etmemiş demek ki.
        Eee taş devri hep taş devri mi kalacak? Hiç mi ilerleyemeyecekler? Havada uçan arabalara binemeyecekler? Bu size neyi hatırlatıyor peki? 
 Evet, Jetgiller:)
 İzleyenler varsa, hatırlarsanız bir bölümde iki çizgi filmi birleştirip yer değiştirmişlerdi. Yani Jetgiller Ailesi teknolojinin olduğu çağa giderken, Jetgiller Ailesi de Taş Devrine gitmişlerdi. Ama alışamamış, sonradan eski yerlerine dönmüşlerdi. 
İşte size o anlardan bir resim:

 

        O zaman birazcık da Jetgiller'den bahsedeyim. (Aynı zamanda bu çizgi filmde 2-3 kuşağa ev sahipliği yapmıştır) Uçan arabalarını hayranlıkla izleyip bir gün onlar gibi olabilmeyi nasıl da dilerdik. Çocukken bu çizgi filmi izlerken en büyük korkum da yolda benzininin bitip de boşluğa düşeceğiydi.




Şimdi kısa kısa bahsedeyim bazı karakterlerden;
George; bana göre çizgi filmin ana kahramanıydı. İyi yürekli, bazen patronuna ezilen, bazen saf olan, engellere rağmen başaran iyi bir insan ve iyi bir babaydı.
George'u birçoğumuz biliriz ama kadın kılığında bir hali var ki süper:))




 Normal kadınlara taş çıkartır değil mi;PPP








Jane; Kocası ve çocukları için akıllı, işbilir, güzel bir anneydi.
Elroy: Bu ailenin sevimli oğulları. Küçük Orbitty ile beraberken daha sevimli oluyorlardı:)
Judy: Ailenin güzel kızıydı. Ama o beyaz saçlarına bir türlü anlam veremezdik:)



Rosie: Evin emektar hizmetçisiydi.
Astro: Evin köpeği 

         Bir yerde görmüştüm ama tam olarak hatırlayamıyorum nerde gördüğümü. Köpek seçimi ve kişinin karakteri arasında bir bağ olduğunu okumuştum. Ne kadar doğru orasını bilemem. Başka bir yerde de komiklik olsun diye köpekler ile sahiplerinin resimlerini yan yana koymuşlar, ne kadar çok benzediğini gösteriyorlardı. Bunun bilimsel olduğunu düşünmüyorum ancak aşağıdaki benzerliğe ne diyeceksiniz? :)






Ne kadar çok benzedikleri su götürmez bir gerçek değil mi? :) Yorum sizin;)

Bir de açılış ve kapanış müziğini vererek(arada reklam vermiş ama geçebilirsiniz onu) Jetgiller ailesine Güle güle diyorum:
 






        Eveet şimdi Pingu diye bir çizgi filmin açılış müziğiyle devam ediyorum. O kadar izlemezdim ama amaç nostalji olsun:



        Bu çizgi filmlerin devamı gelecek. Şimdilik burada bitiriyoruuum. Lütfen yeni yazımı merakla bekleyiiiin;)







7 Ağustos 2012 Salı

Kore ve Az Buçuk Japon Sevdası:)

        Bazen düşünüyorum bu kore sevdası bende ne zaman başladı diye. Aslında oldum olası sevmişimdir bu çekik insanları ben. Ama çocukken tam bilemiyorsunuz, çekik gördüğünüz her insanı japon sanıyorsunuz. Çocukken Nevşehir'e Peri Bacalarını ziyarete gittiğimizde az buçuk ingilizcemizle biz onlara "Hello" derken onların da bize sevimlilikle "hi" diye cevap vermeleri nasıl hoşumuza gitmişti. Ama çocukken bizim için Kore, Japon, Tayland...vs. ayrımı yoktu. Çekik gözlü ve sevimliydi ya japon'du işte:) 
        Japon sevgisi belki "Şeker Kız Candy"(her ne kadar japonlara benzemese de japon olduğunu biliyordum çünkü çocukken çizgi filmin bitişinde sonundaki harflerin japon alfabesine ait olduğunu biliyordum,kimden duyduysam artık) ve futbolcu "Tsubasa" ile başlamıştır ama Kore sevgisine dair kesin bir tarih veremiyorum çünkü daha ayırt bile edemiyordum. Ama bildiğim kadarıyla şöyle başladı: J-Entercom diye bir grup var. Bizim insanlarımız onu  Görmez Olsun(pek sevmiyorum) diye bir şarkıya çevirmiş. Hah aslı Kiss işte.Düşük bir beklentiyle izlemiştim ama çok sevmiştim. O kadar çok izlemiştim ki kardeşlerime gına gelmişti artık. Bana videoyu izlettirip şarkıyı dinletmayi istemiyorlardı ama ben gizli kaçamak dinliyordum:) Tabi ben hep Japonların şarkısı sanmıştım meğer Kore'ymiş. Bunu öğrenince Kore'ye sevgim arttı tabi:) Onun dışında Sue Oyunları vardır belki bilirsiniz. Zamanında az oynamadım ben o oyunları:) Daha sonra Muhteşem Kraliçe'yi izliyordum ara ara. Bir kraliçenin bu kadar dürüst olması, halkını düşünmesi, adaletli olması çok hoşuma gitmişti(diziyi yıllardır bitiremedim malesef). Düşlerimin Prensi(secret garden'dan sonra izledim) çok ünlüydü bir zamanlar tabi sonra izledim. Ama bütün bölümlerini izlediğim ilk dizim, benim ilkgözağrım olan Secret Garden ile Kore sevgim tavan yaptı ve devamı da geldi:)

                           Şimdi sırasıyla resimleri veya videoları paylaşıyorum:
        İşteee çocukken merakla beklediğim, şarkısını kendime has tuhaf kelimelerle söylediğim Candy şarkısı:


        Aaaah aaahh nostalji oldu şimdi...Nasıl hevesle beklerdim, ağaçlardan atlaması, sevimliliğine, iyimserliğine bayılırdım:) Bu videoyu youtube'da bulmak biraz uğraştırdı beni ama buna değdi.Çünkühem söyleyen kişiyi hem de sözlerini buldum kıymetini bilin;P


Şimdi geçeliiim Tsubasa'ya:


Nasıl heyecanlanırdık izlerken:) Biz de Tsubasa ile büyüdük valla:)


        İşte farkında olmadan kore sevdasını başlatan video(sonunda gözüm yaşardı birkaç damla gözyaşı döktüm diye kardeşlerim benimle ne kadar dalga geçmişlerdi):


Müzik bayağı hoşuma gitmişti ilk dinlediğimde:)


        Sue oyunlarından cadılının linkini veriyoruum:  (köprü yapamıyorum kusura bakmayın)
http://www.oyunlar1.com/games.php?flash=990






İşte Sue oyunlarından bir resim:)
 (Cadı'nın tipine bitiyorum:))





Dizilerden özellikle de Secret Garden'dan sonra bahsedeceğim. Görüşürüüz:)

Kesha:"Your Love İs My Drug"

Eveeeet şimdi eğlenelimm:) Bu gün bir şarkı dilime takıldı söyleyip duruyorum sabahtan beri. Belki biliyorsunuzdur yeni bir şarkı değil çünkü. Şarkı: Kesha'dan Your Love İs My Drug. Özellikle nakarat kısmı olan şu kısım beynimde yankılanıp duruyor:
Because your love your love your love is my drug
Your love your love your love 
I said your love your love your love is my drug 
Your love your love your love 
Aslında Kesha pek sevmezdim ama sevdiğim şarkıları çıkıyor. Zaman 
geçtikçe sevmeye mi başlıyorum ne?Hatta sözleriyle birlikte verilen bir 
video koyuyorum, belki eşlik etmek istersiniz;) 
 

 

Kore Farklı Bir Dünya:)

Aslında blog açma fikri 1 yıldır kafamdaydı ancak açamamıştım. Bugün bir anda esti, açtım:) Blog açma fikri nerden mi geldi dersiniz? Kore dizileri, yemekleri, dili, şarkıları(az ilgilensem de), sevimli ünlüleri, ödül törenleri...vs. araştırıyım derken birçok bloga misafir oldum:) Türkiye'de, Kore'ye dair birçok şeyin bu kadar sevildiğinin de o zaman farkına vardım. Kore farklı bir dünyaydı. Farkında olmadan sizi çekiveriyordu sihirli dünyasına:) Ama bundan hoşnut oluyordu insan. Türkiye'de Kore'ye dair güzel bloglar, siteler gördükçe heveslendim. Neden ben de bir blog açıp Kore'leri paylaşmayayım ki? dedim kendi kendime. Fakat bu fikir ham bir meyveydi olgunlaşması ise 1 yıl sonra bugünü buldu. Kore yoğunluklu olarak paylaşımlar yapacağımı düşünsem de her telden konuya parmak basacağım. Bu arada kusura bakmayın ama anlatım bozuklukları, imla vb. hataları düşünmeyeceğim çünkü onu düşünürken ne söyleyeceğimi unutup meselenin özünü kaçırıyorum. Neyse bu kadar konuşmanın ardına bir kaç paylaşım yapayım;)

Blog'da İlk Gün

Merhabaaaa:) Bu gün ilk defa bir bloga sahip oldum o yüzden böyle coşkulu bir "merhaba"yı bana mazur görün. Aslında blog açmadan önce yazmayı düşündüğüm o kadar çok şey vardı ki...Ama açınca beynimden uçup gitti o fikirler:) Belki size sıkıcı gelebilir ama blog'daki ilk deneyimimi sizinle paylaşmak istiyorum. Daha blog diyarında çömez sayılırım ama önce sayfamı düzenleyeyim diye düşündüm. Blogumun arka planını vs. hazırlayayım dedim ama kendimi öyle kaptırdım ki...Bence normal bir insan 2 dakikada ya da max 5 dakikada seçer, işi bitirir değil mi? Ama ben biraz fazla özendim galiba:) Aramızda kalsın da yarım saate yakın sürmüştür onu yap onu düzelt derken... Aslında bu blog işlerinin çok basit olduğunu sanıyordum ta ki işin başına geçene kadar... Özellikle de benim gibi mükemmeliyetçi bir insansanız daha da zor. Çünkü yazımı yazarken bir yandan da "Anlatım bozukluğu oldu mu acaba?" diye bir kuşku kemiriyor beynimi... Bu sayfada her türlü şeyi paylaşabilirim kafama ne eserse:) Her telden bahsedebilirim yani. Ama Kore ağırlıklı olabilir diye de düşünmüyor değilim hani;) Belki beğenirsiniz belki de beğenmezsiniz ama beğenmenizi umarak blogumu açmış bulunmaktayım:) Eee blog açtık o kadar bunu kutlamayacak mıyız?Hadi bakalıım kurdelemizi de keselim. Artık bloguma herkesi davet ediyoruum. Herkese iyi eğlenceleeeer:D